57 dakika önce
-bir. Yerde duyulan tek ses, sürülürken sedyenin gıcırtılı tırmalama sesiydi. Buz gibi soğuk zemin ile diğer katlar arasındaki tek fark kamera olmamasıydı. Memurlar onlarca kez kamera sistemi kurmayı denemişler ama hiç fotoğraf almamışlar. Sebepsiz yere, bunun bozucu bir uydu olabileceğini düşündüler.
Marcus'un uzun parmakları tozlu cam rafın üzerinde gezindi. Koruyucusundaki altıgen kapsülü aldı. Ustalıkla havaya attı ve tuttu. Ne kadar açık olursa olsun heyecanlıydı. Uzun süre yeni bir asker seçilemedi. Bir sonraki asker olan çok güçlü ve iri yarı bir adam olduğundan emindi. Kapsülü vücuda aktarmak için beyaz tıbbi aletin yuvasına yerleştirdi. Titreyen terli ellerini üniformasına bastırdı. Kalçasını masaya dayadı ve kollarını göğsüne bağladı. Gözleri kapalı ve başının geriye düşerek beklemekten nefret ettiğini bir kez daha hatırladı.
B.İ.AC; Marcus'un askerin vücuduna yerleştireceği kapsülün adı. Bu kapsül, ana hattan alacağı mesajlar sayesinde sinirlerin yoğun olarak bulunduğu omurilik bölgesini uyarır. B.İ.AC'ye ana hat kodları yardımıyla verilen mesaj sinirleri uyararak vücudun istemsiz hareket etmesine neden olur. Beynin kontrol dürtüsü devre dışı bırakılır, verilen sinyallerin varlığında sadece uyaranlar fiziksel olarak dışarıya iletilir.
Ana hattan gelen mesaj maksimum ağrı eşiğine ulaşır ve sınırı geçerse, B.İ.AC devre dışı kalır ve kendisini vücuttan dışarı fırlatmaya zorlar. Bulunduğu bölgeden yapılan kesi ile çıkarılmaz ise "arteria carotis communis" yani şah damarının bulunduğu kısma kayar. Kan damarının işlevini kaybetmesine neden olarak yaşamsal bölgelere kan akışını engeller ve içinde bulunduğu vücudu öldürür.
Sedye gri kapının önünde durdu. Muhafız kapıyı açtı ve sedyeyi içeri sürükledi. Sedyedeki kadın koltukta uzanırken makineye kablolarla bağlandı. Çoğunlukla göğsüne ve başına yerleştirilen birçok kablo hayati değerler sergiliyordu. Marcus ayrılması için işaret verirken, beklediği güçlü asker yerine neden bu sarışın kadının getirildiğini merak etmedi. Meclis ile görüşmek üzere bu konuyu rafa kaldırdı.
Aptal sarışınlara değil, güçlü askerlere ihtiyaçları vardı!
Kapsülü aktardığı küçük beyaz tabancayı, kadının çene kemiğinin bittiği kulak memesinin hemen altına dayadı.
Pembe tül elbisesinin içindeki küçük kız, papatyalarla dolu tarlanın ortasından koşarak geçiyordu. Avucunda topladığı uzun saplı çiçekleri sıkıca tutuyor, annesinin ona yapacağı çiçekten taç için en güzel bitkileri seçmeye çalışıyordu.
Ayakları taşın üzerine düştü ve pembe elbisesi, çimen lekeleri ve kir izlerini barındırırken dudaklarını büktü. Ayağa kalkmak için hareket ederken önünde sallanan kuyruğuyla kelebeğe baktı ve hızla tökezleyerek de kelebeğin peşinden koşmaya başladı.