Lunara, Gerçekler Gazetesi’nin başyazarı. Cinayet haberlerine ve karanlığa alışkın biri. Ama bir süredir alışık olmadığı başka şeylerde var: sabahları elinde kurumuş kan, ayaklarında çamurla uyanmak… Ve hatırlamadığı gecelere ait kıyafetleri yakmak.
O sabahlardan birinde yine aynı döngüde iken, televizyonda bir haber duyuyor:
17 yaşında bir çocuk öldürülmüş.
Ve o sabah banyoda bulduğu, kime ait olduğunu bilmediği kumaş parçası…
Kurbandan kalma olabilir mi? Lunara’nın aklında tek bir soru dönüyor:
Bu cinayetle bir ilgim olabilir mi?
Yanıtları ararken yolu Cinayet Büronun yeni başkomiser Luseran‘la kesişiyor. Henüz bir ilişki değil ama fark edilemeyecek gibi de değil aralarındaki çekim. Ancak Lunara için asıl mesele aşk değil. Asıl mesele, kendi zihnine güvenip güvenmemek.
Zihninde biri var.
Ona ne yapması gerektiğini fısıldayan…
Gördüğü şeyleri çarpıtan…
Ve her sabah ona aynı şeyi hatırlatan biri:
Kimseye söylememesi gerektiğini.