52-Parmağında Oynatmak

Norman:

"Eh, sanırım bu sefer Ay Tanrıçası gerçekten bizi rahatsız etmeyi bırakmanı istiyor," dedim, gaza basarken. Önümüzde uzun bir yolculuk vardı, ama yaralanmalarının hayati tehlike oluşturmadığını biliyordum.

Varışımızda hazır olacak doktorlar ve hemşireler için çoktan düzenleme yapmıştım. Ailemizin çiftlik evi, yeşilliklerle ve anılarla dolu güzel bir yerdi. Saatlerce yolda kaldıktan sonra, sonunda eve vardım.

Ambulans ve bir ekip sağlık görevlisi çoktan oradaydı.

"Onu içeri götürün," diye talimat verdim, gömleğimi düzeltirken. Saat sabah 8'di ve bütün gece göz kırpmamıştım. Yine de, huzurlu sabah havası ferahlatıcıydı. Derin bir nefes aldım, paramediklerin onu sedyeye kaldırışını izlerken bir an kendimi rahatlamaya bıraktım.

Çok yenilmiş, çok yalnız görünüyordu. Acı dolu nefes alışının sesini, üzüntüyle ağırlaşmış sesini hatırladıkça küçük gülümsemem silindi.

"Ah!" diye mırıldandım, başımı çevirip zihnimden bu düşünceleri uzaklaştırmaya çalışarak.