Caleb Mamet sandalyesinde arkasına yaslandı, yemek kutusunu Xaviera Evans'a doğru itti.
Xaviera: "..."
Bakışları Caleb'in dudaklarında takılı kaldı.
Tamam, seçici bir iştaha sahip olduğunu kabul ediyordu. Yemeği her zaman acı tadardı, buna alışmıştı. Ama Caleb'i öptükten sonra, yemeklerinin tadını alabiliyordu. Xaviera, o acı yemekleri tekrar yemenin dünyanın en kötü işkencesi olacağını düşünüyordu!
Ama son zamanlarda, Caleb o kadar huysuzdu ki ona dokunmaya cesaret edemiyordu...
"Ye, yemek istemiyor musun?" Caleb sabırsızca masaya vurdu.
Xaviera üç saniye düşündü ve sonra aniden başını kaldırıp gülümsedi: "Bir öpücük ister misin?"
Lezzetli yemek tam önündeydi, yemeğin cazibesine karşı koyamıyordu, kötü niyetli küçük elini Caleb'e doğru uzattı.
Caleb soğuk görünüyordu, boğazından hafif bir mırıltı çıktı: "Tekrar söyle?"
Xaviera yutkundu. Çubukları rastgele kâsesindeki pirinci dürtüklüyordu, son zamanlarda Caleb'le başa çıkmak zorlaşmıştı. Devam edip etmemekte tereddüt etti.