Bölüm 25

Kan İhaneti~

Lydia yavaşça merdivenlerden indi, burun deliklerini pas kokusu dolduruyordu. Bu yerden nefret ediyordu. Duvarlardaki titreşen meşaleler durumu daha da kötüleştiriyordu. Geçtiği her hücrede mahkumlar bağırıyor, ona doğru pençelerini uzatıyor, fısıldıyor veya yardım için ağlıyordu.

Avery'nin hücresine ulaştığında, kalbi sıkıştı. Avery soğuk zeminde oturmuş, dizlerini göğsüne çekmiş ve başını dizlerinin üzerine yaslamıştı. Lydia'nın kalbi o gün ikinci kez kırıldı. Neden Cain, Avery'yi olduğu gibi göremiyordu?

"Avery," diye yumuşakça seslendi Lydia.

Avery başını kaldırdı, sanki karşısındakinin kim olduğunu anlamaya çalışıyormuş gibi gözlerini kısarak baktı, aniden kaşları çatıldı. "S-sen."

Avery telaşla ayağa kalktı, kalbi göğsünde hızla çarpıyordu. "H-hanımefendi," diye kekeledi. Lydia'nın şimdi neden burada olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu, bildiği tek şey kadının Cain'in kabinesinin önemli bir parçası olduğuydu. Onun betası.