Kan Tarafından İhanet~
Avery donup kaldı.
Nefesi boğazında tıkandı, Cain'in dudakları kendininkine bastırdığında zihni kısa devre yaptı. Sert, talepkar, sahiplenici. Bu bir soru değildi. Tereddütlü değildi. Çiğ, umutsuzca. Avery'nin daha önce hissettiği her şeyden farklıydı.
Bir an—sadece bir an—her şeyi unuttu. İhaneti. Acıyı. Onun kendisini defalarca incittiği şekli. Çünkü şu anda, onun sıcaklığı içine işlerken, elleri belini sanki onu yere bağlayan tek şey oymuş gibi kavrarken, kendini... istenir hissetti. Sanki daha fazlası gibiydi. Sanki önemliydi.
Ama sonra gerçeklik geri çarptı.
Avery'nin gözleri büyüdü ve onun göğsünü itti. Sertçe.
Cain hafifçe sendeledi, tutuşu gevşedi.
Avery'nin nefesi düzensizdi, dudaklarına dokunurken ona şaşkın, büyük gözlerle bakıyordu. "Ne... neydi bu?" diye fısıldadı, sesi nefessiz bir iç çekişten biraz daha yüksekti.
Cain cevap vermedi. Sadece ona baktı, yeşil gözleri karanlık, okunamaz. Ama göğsü biraz fazla hızlı inip kalkıyordu.