Bir masanın arkasında duruyordu, bu yüzden Kaiden onun resepsiyonist olabileceğini düşündü.
"Günaydın," diye tükürdü adam, Kaiden'a bu yerin misafirperverliğin güçlü bir özelliği olmadığını anlatarak.
"Günaydın. Burada çalışan başka bir resepsiyonistle konuşmak istiyorum."
"Başka bir resepsiyonist mi?" diye sordu adam, Kaiden'ın yabancı bir dil konuştuğunu ima eden bir tonla.
"Evet?" Kaiden şaşırmıştı. Aria, annesinin burada resepsiyonist olarak çalıştığını söylemişti. Eğer meslektaşı onu tanımıyorsa, o zaman ne cehennem oluyordu?
"Hadi şu meseleyi netleştirelim. Bir isim var mı?"
"Julia Levander."
Adam onun sözlerini duyunca sırıttı. "Tahmin etmiştim. Kovuldu, yoksa terfi mi ettirildi demeliyim?" Sonra ürkütücü bir şekilde kendi kendine kıkırdamaya başladı, çirkin, çürüyen dişlerini göstererek.
"... Terfi mi?" Kaiden burada korkunç bir şeylerin olduğunu hissetmekten kendini alamadı.
"Daha bu sabah, patronun ondan gına geldi. Artık çalışan kızlardan biri."