Olivia's POV
Titreyen parmaklarla zarfın içine uzandım ve son kağıdı çıkardım.
Düzgünce katlanmıştı, sanki biri bununla vakit harcamış gibiydi. Ama ona dokunduğum an, kendimi hasta hissettim. Sanki bir şeyler yanlıştı. Sanki ruhum bunun acıtacağını zaten biliyordu.
Bu benim cevabım olması gerekiyordu.
Ama ben hiç cevap yazmamıştım.
Yine de açtım onu.
Gözlerim kelimeleri taradı.
Ve aniden, nefes alamadım.
Hayır.
Hayır, hayır, hayır.
Bu ben değildim. Ben yazmadım bunu.
Ama kelimeler... kelimeler bıçak gibiydi. Her cümle bir öncekinden daha çok acıtıyordu. Acımasızdı. Soğuktu. Zalimdi.
Lennox'a bu şeyleri söyleyebilecek birine inanamıyordum. Onu nefret eden biri bile olsa.
Ama bu mektubu - her kimse yazan - benim gibi davranmıştı.