Acı bir kahkaha attım. "İronik, değil mi? Yıllarca hayatımı cehenneme çevirdiniz ve şimdi bana sanki soluduğunuz hava benmişim gibi bakıyorsunuz."
Lennox'un yüzü düştü. "Olivia, böyle olması gerekmiyordu—"
Onu kestim, gözlerim öfkeyle yanıyordu. "Ah, ama öyleydi. Beni kırılmış istiyordunuz. Acı çekmemi istiyordunuz. Ve çektim." Duraksadım, sesim titriyordu. "Ama artık değil."
O ana kadar sessiz kalan Louis, yumuşak bir sesle konuştu. "Olivia, biz—"
Başımı iki yana salladım ve bir adım geri attım, aramıza mesafe koydum. "Hayır. Ne hissettiğinizi düşünürseniz düşünün, önemi yok. Çok geç. Bir seçiminiz vardı. Ve her seferinde, onu seçtiniz. Tekrar tekrar, Anita'yı seçtiniz."
Levi başını iki yana salladı. "Yanılmışız."
Bakışlarıyla karşılaştım. "Evet, yanıldınız. Ve şimdi, bununla yaşamak zorundasınız."
Bunun üzerine arkamı döndüm, gözlerimde yanan yaşları görmelerine izin vermeyi reddettim.
••••••••
Olivia Parker bir zamanlar saygın bir Gamma'nın değer verilen kızıydı — ta ki ihanet dünyasını paramparça edene kadar. Bir hain kızı olarak damgalanmış, unvanından, onurundan ve bildiği hayattan mahrum bırakılmış, bir zamanlar ona saygı duyanlar arasında bir Omega olarak hizmet etmeye zorlanmıştı.
Ama kader onunla henüz işini bitirmemişti.
Eşleşme töreni gecesinde, Olivia en acımasız gerçeği keşfetti — sadece bir eşe değil, üç eşe kaderlenmiştir. Ve herhangi üç kişi değil. Alfa Lennox, Alfa Louis ve Alfa Levi — yıllarca ona eziyet eden acımasız üçüz Alfalar.
Hiçbir zaman istemedikleri bir evliliğe bağlı olan üçüzler, hayatını bir kabus haline getirdiler. Sevgilileri Anita'yı onun önünde gezdirdiler, yerini asla unutmamasını, onların onu asla istemeyeceğini unutmamasını sağladılar.
Ama kaderin kendi oyununu oynama şekli vardır. Sırlar çözüldükçe ve gömülü gerçekler gün ışığına çıktıkça, üçüzler Olivia'yı gerçekte kim olduğunu görmeye başlarlar — sadece unvanla bir Luna değil, aynı zamanda ihtiyaç duyduklarını hiç fark etmedikleri kadın.
Ancak şimdi, o artık beklemeyi bırakmıştır.