İnsanlığın yaratıcısını unuttuğu bir çağda, iki lanetli kardeş -Horak ve Morak- düşmüş bir meleğin etini yer ve unutulmuş bir tanrının gazabını uyandırır. Ölümün yalnızca bir başlangıç olduğu bir diyara atılan bu kardeşler, kadim günahlarla, dengesiz takipçilerle ve asla gerçekten ölmeyen yaratıklarla yüzleşmek zorunda kalır.
İlahi taş Zephyronite kaybolmuştur. Ve onunla birlikte insan ve ilahi olan arasındaki denge de kaybolmuştur.
Bu, günah, açlık ve isyanın hikâyesidir.
Tanrıların yenildiği ve günahkarların efsaneleştiği diyara hoş geldiniz...
Merhaba:)) Serini yazarı burda, bu tarzda yazdığım ilk seri olacak Türkçe okuyan insan sayısı her ne kadar az da olsa belli bir bölüm kadar yayınlamayı planlıyorum. Ve yine ingilizce çevrilmiş olarak bir kaç bölüm atacağım ilerleyen vakitlerde. Sormak istediğiniz bir soru olursa yorum bırakabilirsiniz. İlk olarak seriyi iki farklı ana karakter üzerinden yürütmeyi planlıyorum evet doğru okudunuz iki ana karakter olacak bu seride. Bir tarafta kibir öfke ve kıskançlık varken öteki tarafta Açgözlülük şehvet olucak. Ana karakterlerimiz kötü insanlar olucak sürekli kahraman kitapları okumaktan sıkıldım sende sıkıldın o yüzden burdasın. İkinci soru neden Horak ile Morak ?? Açıkcası bende bilmiyorum içimden öyle yazmak geldi seri için daha fazla bölüm oluştukça burayı tekrardan düzenleyip daha net bir bilgi vereceğim. En azından buraya kadar okuduysan bu seriye bir şans vermelisin.
Horak ile morak çok yaratıcı geldi geleceği çok parlak duruyor tanıtım bölümü belliki ama yaklaşımı sevdim antihero karakterlerin bu kadar belirgin olması hoşuma gitti ve morak aynı benim gibi çok aç (ben insan yada melek yemiyorum) :3
Karakterlerin birbirine zıt kişilikleri – Horak’ın kibri ve Morak’ın açgözlülüğü – hikâyeyi dengeliyor. Bazı betimlemeler gerçekten yaratıcı. Bununla birlikte metinde anlatım bozuklukları, yazım hataları ve noktalama eksiklikleri çok var; bu da anlatının etkisini zayıflatıyor. Bazı iç monologlar fazla açıklayıcı